Depremde en az 37 kişinin yaşamını yitirdiği Zekiye Kırat Apartmanı’nda yeni bilirkişi raporu çıktı. Raporda beton ve donatı kalitesinin sağlanamamasına dikkat çekildi.
Antakya’nın Odabaşı Mahallesi’nde bulunan Zekiye Kırat Apartmanı, depremde yıkılarak en az 37 kişiye mezar oldu. Mahkeme tarafından Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği tarafından istenen ikinci bilirkişi raporu da dosyaya eklendi. Raporda 31 Mart 2023’te alınan taşıyıcı elamana ait numunesinin basınç dayanım gerekliliğini sağlamadığı belirtilirken binanın yıkılmasında öncelikli etkenin “Statik projede öngörülen minimum beton ve donatı (C30/ST420) kalitesinin sağlanamaması ve kolon-kiriş birleşimlerinde yapılmayan ya da eksik yapılan kolon-kiriş birleşim bölgesi etriyeleri nedeni” olduğu belirtildi. Raporda yapı müteahhidi A.S., şantiye şefi E. Y., yapı denetim firması görevlileri T.T. ile M.K. ve yapı denetim firması yetkilisi C. T. G.’nin asli kusurlu; statik proje sorumlusu F.T., proje ve uygulama denetçisi B.B., belediye statik proje kontrol denetçisi K.K. ve belediye yapı kontrol biriminin tali kusurlu olduğu belirtildi.
‘HANGİ BAROYA İNANALIM?’
Rapor sonrası gazetemize konuşan kayıp yakını Hakan Duran, “İki bilirkişi raporunda da asli kusurlu olan kişiler hala serbest. Üstelik müteahhit, özel hastaneden aldığı tek doktor imzalı raporla serbest bırakıldı. Mağdur aileler olarak Adli Tıp Kurumundan heyet huzurunda rapor talebimiz reddedildi. Sorumluların tutuklu yargılanmasını istiyoruz” çağrısında bulundu. 6 Şubat anmalarında en önde bayrak taşıyan Hatay Barosu başkanının ve yönetim kurulu üyesinin 7 Şubat’taki duruşmada karşılarına sanık avukatları olarak çıktığını belirten Duran, “Şimdi biz mağdur aileler ve depremzedeler olarak 6 Şubat’ta en önde pankart taşıyan baro başkanı ve yönetimine mi inanalım yoksa 7 Şubat’ta 36 canın vefat ettiği apartmanın davasında tam karşımızda asli kusurluları savunan baroya mı inanalım” ifadelerini kullandı.
OLASI KAST SUÇU
Son raporda binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılmadığının belirtildiğini söyleyen dava avukatı Vedi Yücetaş, “Binanın yargılanan sanıkların kusurları nedeniyle yıkıldığı anlaşılmıştır. Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Hatay’da, bu işin uzmanları depremi öngörebilen bu kişilerin buna rağmen kusurlu bina inşa etmeleri artık bu sonucu göze aldıklarını göstermektedir. Dolayısıyla sanıkların ‘Bilinçli taksirden’ değil, ‘Olası kast’tan yargılanmaları gerekir” dedi.
İVME BÜYÜKLÜĞÜ AYRINTISI
Raporda dikkat çeken başka bir konunun ise binanın yönetmeliğe uygun inşası durumunda öngörülen ivmeden yüksek bir ivmeyle sarsılmasında bile ayakta kalacağı olduğunu vurgulayan Yücetaş, “Bu önemli bir ayrıntı çünkü sanıklar kendilerini deprem ivmesinin büyüklüğü ile savunmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Davada yargılanan bir tane kamu görevlisinin bile olmadığına dikkat çeken Yücetaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir şehir düşünün neredeyse komple yok oluyor, müteahhitler ve diğer kişilerin kusurlu olduğu ortaya çıkıyor. Fakat bunlara onay veren ve bunları denetlemekle yükümlü olan kamu görevlileri yargılanmıyor. Böyle bir yargılama adaletin tecelli etmesine asla hizmet etmez.”
More Stories
Olası bir tsunami Ege Kıyılarını etkiler mi? Prof. Dr. Orhan Tatar son noktayı koydu
TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan peş peşe kritik temaslar
Metronun duvarına çarpan sürücü hayatını kaybetti